بِسۡمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحۡمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ

ثُمَّ دَنَا فَتَدَلَّىٰ ٨

Sonra yaklaştı da tedellî etti.

– Elmalılı Hamdi Yazır

فَكَانَ قَابَ قَوۡسَيۡنِ أَوۡ أَدۡنَىٰ ٩

Onunla arasındaki mesafe, iki yay kadar, yahut daha az kaldı da.

– Elmalılı Hamdi Yazır

فَأَوۡحَىٰٓ إِلَىٰ عَبۡدِهِۦ مَآ أَوۡحَىٰ ١٠

Verdi kuluna verdiği vahyi.

– Elmalılı Hamdi Yazır

مَا كَذَبَ ٱلۡفُؤَادُ مَا رَأَىٰٓ ١١

Gözün gördüğünü kalb tekzib etmedi.

– Elmalılı Hamdi Yazır

أَفَتُمَٰرُونَهُۥ عَلَىٰ مَا يَرَىٰ ١٢

Şimdi siz ona o görüşüne karşı mücadele mi ediyorsunuz?

– Elmalılı Hamdi Yazır

وَلَقَدۡ رَءَاهُ نَزۡلَةً أُخۡرَىٰ ١٣

Kasem olsun ki o onu bir deha da inişinde gördü.

– Elmalılı Hamdi Yazır

عِندَ سِدۡرَةِ ٱلۡمُنتَهَىٰ ١٤

Sidre-i münteha’nın yanında.

– Elmalılı Hamdi Yazır

عِندَهَا جَنَّةُ ٱلۡمَأۡوَىٰٓ ١٥

Ki cennet’ül-me'vâ onun yanında.

– Elmalılı Hamdi Yazır

إِذۡ يَغۡشَى ٱلسِّدۡرَةَ مَا يَغۡشَىٰ ١٦

O dem ki o Sidre’yi bürüyen bürüyordu.

– Elmalılı Hamdi Yazır

مَا زَاغَ ٱلۡبَصَرُ وَمَا طَغَىٰ ١٧

Göz, ne şaştı ne aştı.

– Elmalılı Hamdi Yazır

لَقَدۡ رَأَىٰ مِنۡ ءَايَٰتِ رَبِّهِ ٱلۡكُبۡرَىٰٓ ١٨

Vallahi gördü Rabbi’nin âyâtından en büyüğünü gördü.

– Elmalılı Hamdi Yazır

AYARLAR
Okuyucu